Multiple Skleroz, tıbbi literatürde beyin ve omurilik hastalığı olarak tanımlanmaktadır. Çağımızın en sıkıntılı hastalıklarından biri olan MS, hastaların beyin ve omurilik fonksiyonlarını kaybetmelerine yol açar. Bunun temel nedeni, omurilikte oluşan sert dokudur. MS hastalarında görme, yürüme ve konuşma gibi eylemler de genellikle olumsuz etkilenir. Bu hastalık sıcak bölgelerde nadir görülürken, soğuk iklimlerde daha yaygındır. MS, beynin vücut üzerindeki kontrolünü kaybetmesine neden olur, bu da sosyal hayatta ciddi sıkıntılara yol açabilir.

MS hastalığı en çok kadınlarda, özellikle 19-41 yaş grubu yetişkin bireylerde, beyaz tenli insanlarda, soğuk iklim kuşağı ve ılıman bölgelerde, kalıtsal olarak ailesinde MS hastalığı görülenlerde daha fazla görülmektedir. Kuzey ülkelerinde çok daha yaygın olan bu hastalık, ekvatora yaklaştıkça ciddi anlamda azalır.

MS hastalığı, merkezi sinir sisteminin etkilendiği bölgeye ve hastanın bireysel özelliklerine göre değişiklik gösterir. MS hastalığının belirtileri insandan insana farklılık gösterdiği gibi, aynı kişide de zamanla değişebilir. MS hastalığının en belirgin özelliği hissizliktir. Ayrıca, koordinasyon zayıflığı, vücudun güçsüz düşmesi, karıncalanma, titreme, konuşma bozukluğu, görme bozukluğu, sürekli denge kaybı, kasların sertleşmesi, bağırsak hareketsizliğine bağlı kabızlık, mesane sorunları, hafıza kaybı, aşırı sıcak ve soğuğa karşı hassasiyet, cinsel isteksizlik ve haz alamama, yürüme bozuklukları gibi belirtiler de görülmektedir.

MS hastalığına yakalanan birinin sinir sisteminde bozulmalar gözlemlenir. Beyin, vermiş olduğu emirleri vücuda iletemez. Beynin mesajlarını sağlıklı bir şekilde alması engellenir ve bu durum yorgunluğa neden olur. Beyin, sinirler üzerinden ilettiği sinyalleri miyelin adı verilen yağlı bir madde aracılığıyla gönderir. Ancak MS hastalarında bu sinir lifleri, miyelinin parçalanması nedeniyle işlev göremez hale gelir. Böylelikle beynin gönderdiği mesajlar iletilemez veya yanlış yerlere gider, bu da vücudun farklı reaksiyonlar vermesine neden olur.

MS hastalığı için kesin bir tedavi bulunmamaktadır. Ancak çeşitli terapilerle hastalığın ilerlemesi durdurulmaya çalışılmaktadır. MS hastalarının genel vücut sağlığını korumak için beslenme ve içme alışkanlıklarına dikkat etmeleri gerekmektedir. Uzman nezaretinde fizyoterapi, psikoterapi ve psikolojik yardımlar almaları önemlidir. Ayrıca, hasta sürekli izlenmeli ve sosyal çevresinden moral desteği almalıdır.

MS hastalığı kimi bireylerde genetik bir hastalık olarak kabul edilse de, doğrudan kalıtsal bir hastalık değildir. Yapılan araştırmalarda, MS hastalarının %80'inde ailede daha önce MS görülmediği tespit edilmiştir.

MS hastalarının stresten uzak durmaları gerekmektedir. Uzmanlar stresin MS'i etkilediği konusunda bir görüş beyan etmese de, stresin etkilerinden uzak duran biri hayattan daha fazla keyif alır. MS hastaları fiziksel aktivitelerine önem vermelidir. Zamanı iyi değerlendirip enerjilerini korumalıdır. Yaşamı kolaylaştıran işleri yaparak basit uğraşlardan keyif almalıdır. Fiziksel egzersizlerini düzenli olarak yapmalıdır. Çözülmesi zor olan problemlerin üstesinden gelerek çevresindekileri şaşırtmalıdır. Hedeflerine ulaşmak için çaba göstermelidir.

MS hastası olan biri, bu durumu kabul etmelidir. Eğer böyle bir rahatsızlık varsa, hayattan kendini soyutlamamalıdır. Çevresinden kaçmamalı, olanla yetinmeli, kendine ve çevresindekilere yardımcı olarak umut ışığı göstermelidir. Evet, ben MS hastasıyım diyerek insanlardan kaçmak, birilerinin kalbini kırmak, değerlerle alay etmek ve sürekli bunalımda olmak kolaydır. Zor olan ise hastayken çevresindekilere umut ışığı olmaktır. Zor olan bu hastalığa karşı azimle durup inatla bir sonraki güneşin doğuşunu beklemektir. MS hastaları çevresine ve onları sevenlere umut ışığı olmalıdır.