Gizli şeker hastalığı, bireyin kan şekerinin normalden yüksek olmasına rağmen, tip 2 diyabet teşhisi konacak düzeyde olmaması durumunu ifade eder. Tip 2 diyabet teşhisi konan birçok kişide öncesinde gizli şeker görülmektedir. Eğer gizli şeker için gerekli önlemler alınmazsa, yaklaşık 5 ila 10 yıl içinde %30-40 oranında tip 2 diyabete dönüşme riski bulunmaktadır.

Ancak, gizli şekerin tip 2 diyabete dönüşmemesi, gizli şekerin yaratabileceği sağlık sorunlarından korunmayı sağlamaz.

Gizli şeker, tip 2 diyabete dönüşmese bile başta kalp hastalıkları olmak üzere birçok ciddi sağlık sorununa yol açabilir.

Açlık kan şekeri ölçümüyle anlaşılamayan fakat yükleme testiyle belirlenen diyabet, gizli (latent) diyabet olarak tanımlanır. Bu duruma sahip kişiler sık idrar yolu enfeksiyonu geçiriyorsa, vücutta fazla yaralar ve mantar enfeksiyonları oluşuyorsa, yaraların iyileşmesinde gecikme, yemek sonrasında halsizlik, açken terleme, baş ağrısı, çarpıntı, bellek ve konsantrasyon kaybı görülüyorsa ve çok tatlı yeme isteği duyuluyorsa gizli diyabet olabilir.

Normal işleyişte, tüketilen gıdalarla vücuda alınan şeker, pankreasın salgıladığı insülin hormonu aracılığıyla hücrelere taşınır ve enerji üretiminde kullanılır. Hücreler enerji üretirken şekerin büyük çoğunluğunu kullanır ve böylece kan şekeri seviyesi dengede kalır. Ancak insülin direnci nedeniyle bu işleyiş sekteye uğrarsa, hücreler şekeri yeterince kullanamaz ve şekerin fazlası kanda birikmeye başlar. Bu durum gizli şekeri oluşturur ve tip 2 diyabetin yolunu açar.

Pankreas bu açığı kapatmak ve hücrelerin daha fazla şeker almasını sağlamak için daha fazla insülin salgılar. İşte gizli şekerin "gizli" olmasının nedeni budur. Daha fazla üretilen insülin, yüksek olan kan şekerini gizler. Ancak bir süre sonra pankreas artan insülin ihtiyacını karşılayamaz hale gelir, kan şekeri sürekli yüksek kalır ve gizli şeker tip 2 diyabete dönüşür.