Bipolar hastalığı yaşayan kişilerin, tedavi edilmemeleri halinde intihara eğilimleri olduğu kabul edilmektedir. Bu hastalık, ilk evrelerinde tedavi edilmeye başlanırsa, çok ağır bir hal almadan önlenebilmektedir. Ancak bipolar bozukluk görülen kişilerde, depresyon halinden manik hale kadar tüm evrelerle birlikte normal tepkiler de alınabildiği için, erken teşhis ve tedavi genellikle zor yapılabilmektedir.

Genellikle enerjik, kendine güvenli, konuşkan ve güçlü manik halden depresyona, yani öfkeli, kafası karışık ve karanlık ruh haline geçişler bu geçişle birlikte yorgunluk, bezginlik ve değersizlik hissi yaşanması sık sık görülebilmektedir. Bipolar hastalığının başlangıç evrelerinde bu geçişler daha başa çıkılabilir olsa da, ilerleyen evrelerde çok dramatik bir hal almaktadır. İşte bu dönemde daha çok göze çarpan hastalık, çevredeki kişiler tarafından fark edilebilmektedir. Kişinin mantıksız ve saçma davranışlarının sıkça görülebileceği bu dönemlerde, kendine ve çevresindekilere zarar verme potansiyeli oldukça yüksektir. Hastanın hastalığı kabul etmesi beklenmez, yapılabilecek en doğru yaklaşım ise mutlaka tedavi yoluna gidilmesidir. Tedavi sonrası kontrol altına alınabilen bu hastalık, yetişkinlerde daha sık olsa da çocuklarda da görülebilmektedir.

Günümüz şartlarında daha çok arttığı belirlenen bipolar hastalığı, uzmanlar tarafından kolayca teşhis edilip tanı konulabilen bir hastalıktır. Ancak doğru tanının konulabilmesinde doktorun hastanın davranışları, duygu değişiklikleri ve yaşam stili hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olması gereklidir ve bu, tedavinin daha kolay ve sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için yol gösterici bir yaklaşım olacaktır. Ayrıca bilinmektedir ki bu hastalığın güçlü genetik kalıtsallığı da mevcuttur. Aile bireylerinde daha önce yaşanmış olması muhtemel olmakla birlikte, hastanın çocuklarında da görülme riski vardır. Bu yüzden hastanın genetik geçmişi mutlaka araştırılmalı ve bu konu hakkında hastaya da bilgi verilmelidir.

Bipolar hastalığı tedavisinde ilaç kullanımı esastır. Genellikle yapılan ilaç tedavileri, ruh halindeki değişiklikleri stabilize etmek üzerine olmaktadır. Lityum, Depakote ve Carbamazepine en çok kullanılan ilaçlar arasında yer almaktadır. Fakat doktorun önerisi doğrultusunda anti-epileptik ilaçlarla birlikte tedavi de yapılabilmektedir.

Hastalığın tedavisinde yaşanan en büyük sıkıntılardan biri, tedaviye gösterilen olumlu gelişmelerin geri dönüşler yapabilmesidir. Bu yüzden aldatıcı iyileşmeler en istenmeyen durum olsa da yaşanabilmektedir. Bipolar hastalığı tedavisinde dönemsel olarak antidepresanlar da kullanılsa da, sürekli kullanımı önerilmemektedir. Uzman hekim kontrolünde yapılan bu ilaç tedavileri ile hastanın normal bir şekilde hayatına devam etmesi mümkündür.

Bipolar hastalığının belirtileri, genellikle iki ana fazda kendini gösterir: manik ve depresif fazlar.

Bu belirtiler, kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir ve profesyonel yardım alınmasını gerektirebilir.

Bipolar hastalığı olan kişiler, doğru tedavi ve destekle normal bir yaşam sürdürebilirler. Tedavi sürecinde aşağıdaki unsurlar önemlidir:

Bipolar hastalığı, ciddi bir durum olmasına rağmen, uygun tedavi ve destekle yönetilebilir. Erken teşhis ve tedavi, hastalığın seyri üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir.