Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) Hastalığı Nedir? Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF), genellikle Akdeniz kökenli toplumlarda görülen kalıtsal ve ateşli bir hastalıktır. Bu hastalık, Ermeni, Yahudi, Türk ve Orta Doğu Arap toplumlarında daha sık rastlanmaktadır. FMF, tekrarlayan ateş, karın, göğüs ve eklem ağrısı nöbetleri ile karakterize edilir. 1992 yılında FMF hastalığına yol açan MEFV geni tanımlanmıştır ve bu genin hastalığın ortaya çıkışında %98 oranında etkili olduğu bulunmuştur. Ancak, diğer gen veya genlerin rolü henüz tam olarak bilinmemektedir. Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) Hastalığının Belirtileri Nelerdir? Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığının üç temel özelliği bulunmaktadır:
FMF hastalığı, vücudun çeşitli organlarında iltihap benzeri belirtilerle ortaya çıkar. Bu hastalığın tam olarak neden kaynaklandığı henüz çözülememiştir. FMF belirtilerinin başında şiddetli karın ağrısı gelir. Bunun yanı sıra, göğüs ağrıları, yüksek ateş, eklem ağrıları ve eklem şişlikleri veya deri döküntüleri de görülebilir. Bu belirtilerle gelen ataklar birkaç gün sürer ve kendiliğinden düzelerek kaybolur. Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) Hastalığının Tedavisi Nasıl Yapılır? FMF hastalığının tedavisi mümkündür, ancak genetik bir hastalık olduğu için tamamen ortadan kaldırılması mümkün değildir. Tedavi, hastalığın oluşturduğu etkileri azaltmaya yöneliktir. Bu amaçla kolşisin adlı ilaç kullanılmaktadır. Kolşisin, çiğdem adlı bitkiden elde edilen bir ilaç olup, Türkiye'de Colchicum-Dispert ve Kolsin isimleriyle satılmaktadır. İltihap sınırlayıcı özellikleri nedeniyle gut ve Behçet hastalığı gibi diğer rahatsızlıkların tedavisinde de kullanılabilir. Kolşisin, FMF ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltır ve amiloidoz gelişimini engeller. Ek Bilgiler FMF hastalığı genellikle 5-15 yaş aralığında belirti vermeye başlar, ancak nadiren daha erken veya daha geç yaşlarda da ortaya çıkabilir. 40 yaşını geçmiş bireylerde FMF'in başlaması oldukça nadirdir. FMF hastaları, düzenli takip ve uygun tedavi ile normal bir yaşam sürdürebilirler. Tedavi edilmediğinde ise ciddi komplikasyonlar, özellikle amiloidoz ve buna bağlı böbrek yetmezliği riski taşırlar. Bu nedenle, erken teşhis ve tedavi büyük önem taşır. |